Şarabın kadehe dökülmesi gibi
döküyor kendini
önce yavaş yavaş
doldurdukça sertleşiyor, hızlanıyor
tadıyor her bir milimini şeffaflığının
cilveli ama hoyrat esen rüzgar
rüzgarın eteklerine tutunmuş bulutlar gibi
tutunuyor….
Geriliyor iyice kadeh, genişliyor
kokusunu veriyor şarap
kızıllığının buğusunda
alaca düşüyor kızıla
kızıllaşıyor kadeh,
bozgunu şişedende deli oysa
Ay’ın bulutların ardına saklandığı gibi
saklıyor içinde
parçalara bölüyor sası iz bırakan mayhoş nektarıyla
yağmur sonrası gelen toprak kokusu gibi
kıvrıla kıvrıla dokunuyor dudaklardan
dalgaların kıyıyı dövdüğü gibi dövüyor kadehi
şarkılar söylüyor şeffaflığının
en bas tonunda sol la sol la…
Savuruyor kendini kadeh,
çalkalıyor
nefes almaya çalışıyor,
hoyrat dağlarda çağlayan yağmur gibi
damlacıklar bulaşıyor sır’ına
sığamıyor taşıyor içinden
dağılıyor gün gece
yer gök kırmızı…
A. Tamakan
Şaraba ağıt… Harikulade olmuş.
Aynen öyle valla, bildğin ağıttı 🙂
Teşekkür ederim
Kırmızı..
Kıskanç ve tutkulu bir renk 🙂
Bu sene şarap yaparsam içine isli meşe talaşı koymam gerektiğini düşündüm. Nedense şiirdeki şarabın böyle yanıksı bir kokusu var gibi hissettim.
İsli meşe, kulağa hoş geliyor. 🙂 Yanıksı kokusu var diyinxe aklıma sıcak şarap geldi, bol tarçınlı..
Çubuk tarçın, elma, bal ve portakal kabuğuyla denemelisin 🙂
Ben de böyle yapıyorum ama bal hiç koymamıştım, en kısa zamanda deneyeceğim 🙂
Bu tarifi Antik Yunan’dan aldım, Homeros, özellikle İlyada’da sıklıkla şarabı balla karmaktan bahseder; ki anladığım kadarıyla o yıllarda şarap yapılırken fermantasyon sırasında ekşimeye engel olamadıkları için bal kullanıyorlardı.
Tarifi sıkı yerden almışsın. Evet mayalanma sırasında ekşimeye balla engel olmak iyi fikirmiş. Bak çok merak ettim şimdi, mutlaka deneyeceğim bugün yarın 🙂
Yakınlığı , birleşmeyi, bedenlerin birbiri ile olan dansını bir şarap ve kadeh ile anlatmak.. gerćekten buyuk bir yetenek olsa gerek.. 👏👏👏
Çok teşekkür ederim🙏🏻😊