I
ay battı
şafak serdi kızılını
kadehte yarım kalmış
sarhoşluğu gecenin
uykum kaçmış bir gece önceden
raflardan çıkarılmış bir tutku
tozu üzerinde
geziniyor tan’ın eteklerinde
elime yüzüme bulaşıyor
yıka yıka geçmez düşler
yüreğimse vuslata hasret bir kekeme
buruk bir tebessüme sarılıp
yelken açıyor bir bilinmeze…
II
gözlerine bakıyorum
karadenizin dalgaları gibi asi
dumanları kadar dolu
ayazında üşümüş yüreğini görüyorum
nehrin yatağını sardığı gibi
sarmak istiyorum nefesini
dümen kırıyorum kuzeyine
yolların keskin yolların kurak
sabırdan köprüler kuruyorum
soyunuyorum yol olsun diye
huysuz bakışlarının gölgesinde
zaptedilmez bir pervasızlıkla
soyunuyor yüreğim de
dağ oluyorum
taş oluyorum
sus oluyorum
pırıl pırıl aşk kokuyorum
hava dönüyor
devriliyor gün geceye
esmeye başlıyor rüzgar
gönlümün sırr-ı penceresinden…
Ay’lin Tamakan
Hiç bitmesin düşlediklerimiz. Bir gün acı diğer gün neşe daha sonra başkaldırı. Şairler ne çok anlam yüklüyorlar ruhlarına.
Sevgiler.
Evet sadece ruhlarımıza anlam yükleyebiliyoruz belki de 🙂 Teşekkürler, sevgiler
“raflardan çıkarılmış bir tutku
tozu üzerinde
geziniyor tan’ın eteklerinde”
Duyguna gölgeler düşmesin..
Teşekkür ederim🙏🏻🙏🏻
Yine çok güzel kelimeler yüklemişsin😊 su gibi akıyor. Keyifle okudum.
Okuyan yüreğim var olsun, musmutlu olsun😊♥️