Sarmaşıklara tutunup göğe uzayalım mı?
Pusuya yatmış gölgeler arasından kaçıp kapı açalım çağlasına
Turuncuya çalan sessizliğinden uzaklaşıp yasemin kokularının beyazına koşalım
Sere serpe uzansın ruhlarımız sırat köprüsünde şöyle boylu boyunca
Kazan kaynadıkça gök/taşlarının harında
Taçlandıralım yoncaları da üçüne beşine bakmadan
Tek tek toplayalım çiy tanelerini dudaklarımız kurudukça
Hapsedelim sessizliği ulu göğün tüm katlarına
Zamanı da ileri alırız biraz yelkovanı akrebin üzerine
Saat altı ile dokuz arası tuzlamayı unutmayalım yıldızları da
Kapasın gözlerini gece de yumsun sıkı sıkıya
Od olalım yağmurda ayine duran bulutlara
Şeytan’ın ülkesine göç edelim ellerimizde ateş çiçekleri
Akrebin yedi boğumunda boğalım tüm sevaplarımızı
Hem cehennemde cennete olan aşkından yanıyordur belki
Yakalım cenneti de cehennemin hatrına
Irmaklarında yıkayalım ar damarı çatlamış dudaklarımızı
Haydi..! Bırakalım zahir-i devranı döndürelim devranın başını
Sesli harfleri kurtaralım günahlarından
Sessizler kendiliğinden firar eder zaten
Dilin edilgen biçiminde anısız anılar inşa edelim
Bulamayacağımız adresler olsun coğrafyasında tenlerimizin
Kayboldukça kuytular yeni bir istila başlatalım duvar aralarında
Her istilada yıkalım her bir katını kat kat
Etini kemiğime büründürürken birbirimizin göğüne saklanalım
Savaşmanın tadını fısıldayalım sarmaşıklara
Sarmaşıklara tutunup göğe uzayalım mı Aşkım?
Aylin Tamakan

Ateş ve su yanyana gelince her şey olmuş. 🙂
🙂